11 Ekim 2017 Çarşamba

Ütü gününde

Ekim ayında kalorifer yakmaya başlarsak yılın sekiz ayında doğalgaz faturası ödemek zorundayız, ekimden hazirana kadar her sabah soğuk her gece buz tutuyor bu bozkır diye içimden söylenerek ütü yapıyorum. Ütü masasını akşam yemeğinden sonra oturma odasına getirdim. Herkes oturma odasında. Çamaşırları ikiye ayırdım, gömlek ile pantolon en zorlandığım, en sona attım.
Ütü masasına serdiğim her çamaşırda kabarmış faturaları görüyorum, ütünün buharını açıp, kızgın ütüyü faturaların üstüne bastıra bastıra gezdirirken, faturalar can çekişiyor , dümdüz ediyorum hepsini , tıslayarak ölüyorlar, her çamaşırda biraz daha rahatlıyorum. Ev ödevinde cumhuriyet şiiri yazmak var , ütünün yanına yaklaşarak, ne yazmalıyım anne diye sızlanıyor. Kütüphanemden  parça pinçik olmuş şiir kitabımı eline veriyorum, oku bakalım diyorum ne yazmış şairler cumhuriyet hakkında . Hem ütü yapıyorum hem şiir dinliyorum. En çok duyduğum kelime savaş. Ütüden bir ton daha yüksek sesle, kendi günlük hayatında herhangi bir gününün yaşanmışlığında cumhuriyeti hissetsen diye akıl veriyorum. Bir gününü yazıyor, içinde cumhuriyet olduğu için yapabildiği bir dolu şey var. Mısralara yerleştirdiği cümlelerin sonuna kafiyeler buluyoruz. Ütü tıslıyor, zor gruba el atmak istemiyorum, gömlek kolu, paça çizgisi, kafiye bulmak şiir yazmak ne kolaydı, hemencecik bitiverdi. Televizyonu açtım, zor gruba geçerken. Dikkatimi masaya yatırdığım gömlek kolu ile pantolona  vermeliyim, çift çizgi olmasındı.  Anne baykuşun iki yavrusu var, her yavru bir günde iki dağ sıçanı yemek zorunda. Anne baykuş günde dört dağ sıçanı avlamalı diye iç geçiriyorum. Her gömlekte iki kol , beş gömlekte dikkatlice ütülenecek on kol var. Anne baykuş bir dağ sıçanını, yuvaya götürüyorken kafamı ütü masasından kaldırdım,  dağ sıçanına baktım, kocamandı, bir lokmada yuttu yavru baykuş.
 Ütü sustu,  şiir yazıldı, oda ısındı, yavru baykuşlar hiç doymadı.

4 yorum:

  1. Ah o gömlekler, ben de ya en başta hemen ütülerim ya da en sona, çoğunlukla da sonraya kalır :) Pantolon tam bir kâbus.

    Hep de salonun ortasında yaparım ütümü, en sevdiğim koltuğa gömülüp kâh oturup kâh kalkarak, ütü filmi bulup ona bakarak. Madem ki hayatımın büyük bir kısmını alıyor bari en keyifli nasılsa öyle yapalım, değil mi :)

    Ah o yavru baykuşlar yok mu yavru baykuşlar...

    YanıtlaSil
  2. Biz de yaktık kaç gündür,soğudu iyice evler :( Ütü yapılan yer ne güzel ısınıyor gerçekten, birde kışın mutfak pişen yemeklerle en sıcak yer oluyor, hiç çıkamıyorum ben :))
    Ödevi çok sevdim, sadece şu şiiri ezberle değil, kendin yaz...

    YanıtlaSil
  3. Ya şu belgeseller 13 yaş üstü olmalı ben izleyemiyorum ya :((( Yazık diyorum ama doğanın kanunu :(

    YanıtlaSil
  4. Şiiri merak ettim kimbilir ne güzel yazdı. Gömlekler konusunda bir püf noktası vereyim belki zaten biliyorsundur bilmiyorum. Annem terzi olduğu için dikilmiş yeni kıyafetlerin ilk ütüsü müthiş önemlidir (çünkü kat izlerini ilk biz yaparız) bu yüzden öğretmişti. Genelde her kıyafette dikişli yerler baz alınır. Kol için söyleyecek olursam, gömleğin kolunun altındaki dikiş tam en alta gelecek şekilde ayarlayıp ütüyü üzerine bas, sonra yukarı doğru kaydır. İşte o zaman iz hep aynı yerde oluyor.

    YanıtlaSil