28 Şubat 2022 Pazartesi

Çorum'da bir kedi bakışı













Onu ilk kez, yeni taşındığım bu ilde kahvaltı tabağında kalmış  peynir parçasını pencereden aşağıya attığımda görmüştüm. Sokak kenarına çekilmiş arabaların  arasında dolaşan kedi yukarıdan düşen peynir ile şaşırmış ,ürkmüş , kafasını yukarı kaldırıp mutfak penceresindeki bana bakmıştı. 
 Tüyleri sokağın kirinden  kararmış  kedi ile göz göze geldiğimde, irkilmiştim. 
Hiç böyle bakan bir kedi görmemiştim, Çorum'un kedileri böyle bakıyor olmalı diye düşündüm.
  Her şehrin bakışları farklı farklı, geldiğim şehrin bakışlarında "umursamazlık" hemen belli olurdu. 
 
  Her gün sokaktaki arabaların altından beri  mutfak pencereme bakmaya   başladı, aynı kedi.
  Mutfak tezgahında iş görürken gözüm pencereden aşağıya kaydığında arabaların altından yukarı doğru baktığını görüyordum. Pencereyi açtığımda arabaların altından fırlayıp kendini bana gösteriyordu.  Peynir istiyor diye peynir atmaya devam ettim. Önüne attığım peynire koşuyor ama  ben kayboluncaya kadar peynire dokunmuyor , kafası hep yukarıda bana bakıyordu.
 Sabah  yeni uyanmış, işe koyulmadan önce pencereye   çıktığımda ilk gördüğüm olmaya başlamıştı. 
Her gün, günün her saatini penceremin önünde geçiriyor diye,  kutsal bir görevin sabırlı bekçisi gibi hiç yerinden ayrılmıyor diye onu ödüllendirmek istedim. 
  Pencereden sosis ve salam atmaya başladım.
 Başka sokakların yabancı kedileri yukarıdan gelen salam ve sosise kayıtsız kalamamışlar penceremin önü kedi ordusu ile dolmuştu. Hem apartman sakinlerinden hem de sokaktan geçen arabalardan çekindiğimden pencereden aşağıya hiç bir şey atmamaya karar verdim.
Bahçeye kuru kedi maması koydum.
Sosis ciğer salam koydum.
Karnı doyarsa tüm gün pencereme bakmak zorunda kalmaz  diye umdum.
Hafta sonları köye gittiğimizde , günlerce evde yok olduğumuzda,  tatile gittiğimiz zamanlarda unutur diye umdum. 
Karda kışta, eksi yirmi derecelerin buzlarında artık beklemez diye umdum. 
Gündüzleri pencereme bakmayı hiç bırakmadı.
( Haftalardır şehir dışında olup sokağıma girdiğimde arabanın içinden çektiğim bir fotoğraf)

 
Bir gece yarısı uykumdan uyanıp mutfağa su içmeye gitmiştim, Çorum'un zifiri karanlık gecelerinin parlak yıldızlarına bakmak için perdeyi açtığımda ,  onu gördüm. Park edilmiş arabaların altından başı görünüyordu, bana bakıyordu.
 Çorum'un geceleri  soğuk , çok soğuk olur. Gecenin içindeki bakışı beni deliye döndürdü. Artık canımı acıtıyordu, ne istiyordu? Pencereyi açtım, yüzümü yakan dondurucu soğukta, çek git diye bağırdım. Pencerenin açılışı ile heyecanlandı, arabanın altından çıktı. Sokağın ortasına geldi, gözlerini bana dikti. Pencereden aşağıya uzun zamandır hiç bir şey atmıyordum, elimdeki su bardağını fırlatmak istedim, korksun gitsindi. 
Çorum'da  henüz apartman dikilmemiş bahçeli evler var, bahçelerinde pencereleri kapıları kırık kömürlükler var, kediler için sığınacak yuvalar hala var. 
O geceden sonra mutfak penceresinden aşağıya, sokağa hiç bakmamaya karar verdim.
Gözüm kaymasın diye pencerenin perdesini sıkı sıkıya kapadım. 
Sadece dışarıya çıktığımda onu görebiliyordum. Perdeleri çekik pencereme bakmaya pür dikkat kesilmiş haldeydi hep. 









Bizim sokağın  kedileri insandan korkar, kendilerini sevdirtmez yakınına yanaştırmaz kaçarlardı.
Sokağa çıktığımda onun yanından geçerken , o baktığın pencere benim diyorum, hiç oralı olmuyor, pist diyerek bana baksın istiyorum, dikkatini dağıtmama izin vermiyor. Yüzüme  kızgınlıkla tıslıyor, anlam verememezlik ile bir anlığına yüzüme  bakıp tekrar kafasını yukarı çeviriyor. 
Bahçeye sosis salam kuru mama koyuyorum, gelip yiyor, sonra yine aynı yerine geçip yukarı bakmaya devam ediyor. 
Benim diyorum, yıllardır baktığın benim...
Homurdanıyor, tıslıyor, dişlerini gösteriyor, yanına yaklaşmama izin vermiyor. 
Kızmayacak kadar yanına yaklaşıp
Onun baktığı yere ben de bakıyorum.