25 Aralık 2017 Pazartesi

Yılbaşı hediyesi



Yılbaşı çekilişinde sınıfın en havalı kızı ona çıkmış. Kızın rengarenk tokaları , markalı montları botları varmış. Ayfon sekizine kılıf mı alsam diye kendi kendine konuşmaya başladı.  Bana danışmıyor, ya kitap ya da el emeği bir şey olsun diye akıl vereceğimi biliyor. Fikirlerim de yaşım gibi yaşlandı, eskide kaldı, artık benim aklımla  bir hediye paketlenmez, benim aklıma gelen hediyeyi bu sınıftan hiç kimse  beğenmez. Onun markaları Çorum'da yokmuş , alışveriş için hafta sonları Ankara'ya gidiyorlarmış, bu kıza ne hediye alınır ki diye kendini bunaltmasının altında başka bir şey aramadım, sessiz kaldım. Kitap gibisi var mıydı, günlerdir elimdeydi Katip Bartleby , tüm gün kirli siyah tuğlalara bakan adamın gerçeğin sırrına nasıl ulaştığını sorabilmek için Nariye'yi bekliyorum.

O  sabah yine   Nariye'yi bekledim.

Apartman yöneticisine sormuştum, aklına estikçe gelir nerde oturur kimin nesidir bilmem dedi.    Günlerdir onu bekliyordum, pencereden beri gözüm sokakta, bu şiddetli  bekleyişim onu bana yakın etti. Evinin yerini öğrenebilseydim, çat kapı gidecek kadar yakın..

Cuma günü öğle ezanı okunmadan önce Nariye'yi görme umuduyla Çorum mezarlığına gittim. Belki yine aynı gün aynı zamanda oğlunu ziyarete gelebilir diye. Mezarlığın giriş kapısında buluşacakmışız  gibi, örnek mezar nasıl olmalı tabelasını okuyarak, içeri giren çıkanları süzerek beklemeye başladım. Büyük gösterişli mezara izin yoktu, herkesin mezarı ve mezar taşı bir örnek olmalı,  boş olan yere sıra ile gömülmeli, akraba yanı,aile mezarlığı diye bir şeye izin olmadığını okudum. . Çorum mezarlığında havalı mezar yapılamayacağını tabelaları okuyarak öğrenmiş oldum.


Yarım saat kapıda , yarım saat de içeride beklerim diye  kaç saat bekleyebileceğimin  hesabını yaptım. Kapıda  beklemenin dikkat çekici olduğuna kanaat getirince  içeri girdim. Nariye olabilecek kişilere dikkat kesilerek mezar taşlarını okuyarak dolanmaya başladım. Hırkalı yün çoraplı terlikli biri gözüme çarpınca heyecanlanıyordum.   
 Bozkırın ayazı artık canlanmış, mezar üstündeki toprakları, kuş suluklarındaki suları  dondurmuştu. Bazı mezar başlarında plastik tabureler gördüm, bir amca bu taburelerden birine  oturmuş gül bahçesi gibi mezara Kur'an okuyordu, taşın yazısını okudum, karısı olmalıydı. Karısının sağında ve solunda yabancı erkek mezarları vardı. 
Ne Nariye'yi ne de oğlunun mezarını görebildim, dolanmaktan yorulmuş, soğuktan üşümüştüm. Girdiğim kapıyı da artık bulamam diye düşünürken servilerin arasından noel ağacı gördüm. Noel ağacına doğru yürüdüm. Duvarın arkasında Çorum'un tek alışveriş merkezini  ahl Park'ı gördüm. Alışveriş merkezini görmek  içimi ısıttı, duvarın öteki tarafına geçmek istedim. Plastik taburelerden güç alarak duvarı aştım. Noel ağacına doğru, hızlı adımlarla alışveriş merkezine girdim. Kalabalık bir kafeye oturdum, sütlü kahve söyledim. Kahvemi içerken
renkli vitrinlere, heyecanlı alışverişlere, dolu poşetlere baktım. Kahvemden sıcak bir yudum daha alırken , havalı kızlara ne hediye edilebilir diye alışveriş edenleri izleyerek  fikir sahibi olmaya çalıştım.



9 yorum:

  1. : )
    panduf alsın. şu sevimlilerden seçsin bir tane. pofuduk olsun. kızlar bayılır.

    bere alsın diycem ama erkek bir arkadaştan hediye geldi diye takmayabilir okula gelirken. kızlar biraz öyle.

    o yaş grubuna uygun bir kitap, sevimli bir 'mug' ve bir çikolatadan oluşan hediye paketi ile 'kış konsepti' hediyesi de verebilir arkadaşına.

    sevimli bir ajanda da olabilir.

    Nuriye'yi ben de bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Kış konseptini bu akşam hemen söylemeliyim, sayende annesinin fikri tekrar gençleşmiş olacak, teşekkür ederim...
    Nariye isminin anlamını merak ettim, daha önce başka birinde bu isimi duymamıştım ( Nuriye değil:) Ateşten geliyormuş, nar gibi kırmızı ateş, alev anlamındaymış...İsimlerin kişilikler üzerindeki etkisine pek inanmıyordum ama ...

    YanıtlaSil
  3. En zorlandığım konu benim de, yani Y.'a katılıyorum. İnsan en sevdiği şey olsun istiyor ama düşündükçe içinden çıkamıyor. Kahve İçermiyiz'in panduf teklifi benimde hoşuma gitti :) Sevgiler, iyi yıllar şimdiden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana da mutlu huzurlu iyi yıllar sevgili lovehouse:))

      Sil
  4. Defter ve kalem aldık biz hep. Süslü püslü birşeylerden. Ajanda olabilir. Bak bizimki de almadı hâlâ hediye, off, her sene bir stres bir stres.

    Nariye'nin gelmesini ben de bekliyorum.

    YanıtlaSil
  5. Ayfon sekiz mi? Daha neler? Bu yaşta bu kadarına sahip bir çocuğu ne mutlu eder ki?

    Kar küresi olabilir. Kızların hepsi sever. Çerçeve,kupa,günlük olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Nil, cahilliğimin korkunçluğu ortaya çıkacak ama oğlum ayfon ayfon diyene kadar ayfon nedir bilmiyordum,( o kadar da değil teknoloji ile ilgili bir şey olduğunu hissediyordum ama) ömrü hayatımda üç tane cep telefonum oldu, ilki motorolaydı, sonra sağolsun kayınvalidemin eski telefonları, en son bu elimdeki telefon ile , kendimi çekmeyi becerememişken kayınvalidemi arayıp sordum , " evladım o telefonun zamanında selfi modası çıkmamıştı" cevabını aldım. Öneriler için teşekkür ederim...

      Sil
  6. Ayfon kılıfını da beğenmeyebilir o almıştır zaten ama ben de pullu parıltılı bir kalemkutusu gibi cüzdan gibi birşey önerebilirim. İçine kalem de koyar, isterse başka eşya da. Kızlar pullu herşeye bayılıyor bu ara.

    YanıtlaSil