Yedi yıldır yaşadığım Çorum'da hiç arkadaşım olmadı. Buraya ilk taşındığımda yeni insanlar ile tanışıp arkadaşlıklar kurmaya çok hevesliydim. Sonra hevesim kaçtı. Kendi kendime vakit geçirmeye alıştım. Yalnızlıkta öyle olgunlaştım ki, yeni arkadaşlar, komşular, yalnızlığıma zarar verecek diye korkmaya bile başladım, iyice yabanileştim.
Üç ay önce bir mesaj aldım, benimle tanışmak isteyen biri vardı , yurt dışında (dünyanın en güzel şehri Bath) yaşıyordu, bir haftalığına memleketi Çorum'a gelmişti. Bir çay bahçesinde bir saat boyunca birbirimizi tanımaya çalışmayı sonra her şeyi unutup ayrılmaları biliyordum. Oldukça kibar ve nazik yazılmış mesaja aynı kibarlıkta tanışmak istemiyorum nasıl yazılır diye düşündüm.
Bilgisayar başından kalkıp pencereden dışarı baktım, her an yağmur yağacak bir hava vardı. Sadece bir saatliğine bir arkadaşım olsaydı dışarıda ne yapmak isterdim diye hayal ettim. Pencere önünde birden bire ne çok hayaller hücum etti. Bilgisayar başına geçip saat kulesinde buluşabileceğimizi yazdım.
Saat kulesinde buluşacağım kişinin hem benim hem oğlumun hayatını değiştireceğini tahmin edemezdim.
İkimizde yürüyerek gelmiştik buluşma noktasına, saat kulesinin dibinde onu gördüğüm ilk anda değişmeye başlamıştım bile.
Çorum müzesine yürüdük, ikimizden başka hiç kimsenin olmadığı binada mezar küplerinin önünde tanışmaya başladık. Eski çağlarda bu coğrafyada yaşayan insanların toprak küplerin içinde gömülmeleri çok ilgisini çekti,toprak bir küpün içinde gömülmeyi isterdim, dedi. Bunca yıl Çorum'dayım neden benim ilgimi çekememişti, eskiden burada yaşayanların bir çömlek içinde gömüldükleri...
Nilgün İngiltere'ye dönene kadar her gün buluşmaya başladık, buluşmalarımıza bazen oğlum da katıldı.
Onunla geçirdiğimiz her günde halinden hareketlerinden duruşundan bir şeyler öğrendik. Hayatımızı değiştirecek, iyiye doğruya güzele doğru yön verecek bir kişi ile tanışacağımızı , Çorum'da tanışacağımızı aklıma bile getiremezdim. Kısacık tatili bitip gitme vakti gelince çok üzüldük. Çorum'a geleceği günü dört gözle beklemeye başladık.
Ne kadar güzel bir tanışma olmuş. İyi ki o kibar tanışmak istemiyorum yazısını yazmamışsınız.
YanıtlaSilAyşe, yeniden yazışalım, blog yazmayı ve okumayı özlemişim...
YanıtlaSil