13 Şubat 2021 Cumartesi

Kiraz yaprağı sarması

 Kiraz mevsimini bekliyorum. Çırılçıplak ağaçlarımın baloya gider gibi kostüm   giyinmesine çok az kaldı. Buraya koyabileceğim bir fotoğrafları  bile yok, ağaçların  çiçekli haline dair,  daha önce hiç şahit olamadığım bu anı, heyecan ile bekliyorum.

Kiraz denilince ilk aklınıza gelen şey nedir?

Kiraz denilince ilk aklıma gelen şey, "kiraz yaprağı sarması" dır. 

Hayatımda bir kez yediğim ve tadını kutsal bir hazine gibi belleğimde sakladığım kiraz yaprağı sarması...

Çocukluğumun bir bölümü Malatya'da geçti.  Şehir merkezinde, kayısı ağaçları ile dolu bahçeli evlerin olduğu bir mahallede yaşadım.  Yaz gelince sofralar kurulurdu bahçelerde, sokaklarda oynayan biz  çocuklar  her sofraya davet edilirdik. Malatya'nın bahçelerinde yediğim yemeklerin hepsinin ana malzemesi bulgurdu; gırık, sıkma köfte, pirpirim çorbası ve kiraz yaprağı sarması. 

Kayısı çekirdekleri ile dolu bir bahçede her gün çekirdek kıran bir teyze,  pembe beyaz sarmaşık güller ile çevrili bir köşesine  sofra kurmuş, bizi de çağırmış. Kocaman bir  tepside koyu bir ayranın üzerinde kavrulmuş soğanlar,  içinde ise küçücük sarmalar.  Bu hiç bilmediğim yemeğe kaşık çaldığımda, sıcacık ayranın  , ekşimsi yaprağın,  yarma bulguru ile birleşmesinden gelen tat( yutkunmaktan yazamıyorum:)  hayatım boyunca böyle güzel yemek yiyemeyeceğimi bilemiyordum. 

 Malatya hala otuz yıl öncesi gibi aynı mı, şehir merkezinde  hala  bahçeler kaldı mı,  sofralar kurulup  sokakta oynayan çocuklar davet ediliyor mu, sarmaşık gülleri  aynı mı kokuyor,  bilemiyorum.  Bir daha hiç Malatya'ya gidemedim ama  yıllarca hep bu güzel bahçeleri  ve ev sahiplerini hatırlayıp mutlu oldum. Kayısı çekirdekleri kırarak geçimini sağlayan Malatyalı teyze , yıllar önce tüm çocuklar ile beraber yedirdiğin yemek bana umut oldu. 

Kirazlar ilk yapraklarını verdiğinde kiraz yaprağında sarma yapacağım, Malatyalıların yaptığı gibi bu körpe yaprakları ipe dizip kurutacağım. (Pirpirimi de ( semizotu) kuruturlardı ve bu kurumuş yaprakların tadı tazesinden daha aromalı olurdu). 

Sevgili kiraz ağaçlarım, artık üzülmüyorum neden bunca çok kiraz ağacım var diye. Verdiğin tüm nimetleri değerlendirmek için bekliyorum, yaprağını, meyveni, çekirdeğini, sapını... 




4 yorum:

  1. Merhaba Ayse Hanim, umarim aradiginiz lezzete tekrar kavusursunuz. Bir Malatyali olarak o aromatik sarmalardan cok yedim Annem beni her ziyarete gelisinde etrafta kiraz agaci kollar, yapraklariyla mutlaka bir kac defa kiraz yapragi sarmasi yapar.

    YanıtlaSil
  2. Hah soyle ...Ne guzel bir yazi olmus.Kirazlariniz da sevginizi hissedecek eminim.
    Kadinlarin hayati kendilerine zorlastiran boyle islerine kendilerini yorduklari icin ( o minik yapraklarin sarilmasi, bir kasiga sigan 40 manti vb) pek sicak bakmasam da, anlasilan cok leziz bir tat kiraz yapragi sarmasi.Simdiden afiyet olsun.

    YanıtlaSil
  3. Ben de bir malatyali olarak yorum yazmak istedim. Bu yemegin puf noktasi soganlarin iyice kavrulmasi ve en az 1kg sogan konulmasi bol soganli olacak. Bi de ayranli kismina erik eksisi koyarak kaynatirlar. Malatya yarmasi bulmak da zordur.

    YanıtlaSil
  4. ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ
    Çıplak heykeller yapmalıyım.
    Çırılçıplak heykeller
    Nefis rüyalarınız için
    Ey önünden geçen ak sakallı
    kasketli,
    Yırtık mintanından adaleleri
    gözüken
    Dilenci
    Sana önce
    Şiirlerin tadını
    Aşkların tadını
    Kitaplardan tattırmalıyım
    Resimlerden duyurmalıyım,
    resimlerden...

    Şu oğlan çocuğuna bak
    Fırça sallıyor
    Kokmuş manifaturacının ayağına
    Dörtyüzbin tekliğinden
    On kuruş verecek.

    Seni satmam çocuğum
    Dörtyüzbin tekliğe.
    Ne güzel kaşların var
    Ne güzel bileklerin
    Hele ne ellerin var, ne ellerin

    Söylemeliyim
    Yok
    Yok... meydanlarda
    bağırmalıyım,
    Bu küçük
    Güllerin buram buram tüttüğü
    Anadolu şehri kahvesinde
    Kiraz mevsiminin
    Sevişme vakti olduğunu.

    Resimler seyrettirmeli, şiirler
    okutturmalıyım.
    Baygınlık getiren şiirler.

    Kiraz mevsimi, kiraz
    Küfelerle dolu pazar.
    Zambaklar geçiriyor bir kadın.
    Bir kadın bir bakraç yoğurt
    götürüyor
    Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
    Belediye kahvesinde hakla o eski,
    o yalancı
    O biçimsiz bizans şarkısı.

    Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
    Nasıl etsem, nasıl yapsam da
    Meydanlarda bağırsam
    Sokak başlarında sazımı çalsam
    Anlatsam şu kiraz mevsiminin
    Para kazanmak mevsimi değil
    Sevişme vakti olduğunu...

    Bir kere duyursam hele
    güzelliğini, tadını,
    Sonra oturup hüngür hüngür
    ağlasam
    Boş geçirdiğim bağırmadığım
    sustuğum günlere
    Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
    boyacı çocuğunun
    Oğlu bir şiir okusa
    Karacaoğlan'dan
    Orhan Veli'den
    Yunus'tan, Yunus'tan...

    Sait Faik Abasıyanık

    YanıtlaSil