6 Eylül 2018 Perşembe

Kaz çobanlığı



İki aydır kaz çobanlığı yapıyorum.   Kaz nasıl bir şeydir  , ördekten ayırt edemezken, hiç hayvan yetiştiriciliği yapmamışken, ilgi de duymazken hatta hayvanların insanlar tarafından yenilmesine karşı iken vejeteryan olmaya çalışırken … Bir sabah  arabasının arka koltuğunda  57 tane kaz yavrusu ile babam çıkageldiği için, mecburen.

Ön hazırlıksız, birden bire gelmelerine karşı 57 yavru kaz hemen uyum sağladı bahçeme. Ne yapacağını şaşıran ayakları dolanan  bana yol  gösterdiler, " sen tasalanma biz kolay kolay ölmeyiz, bizi kendi halimize bırak" dediler.

Gündüz bahçede dolaşıp akşam olunca evin alt katındaki boş odaya giriyorlardı. Çobanlık yavru iken gerekliydi, başlarından ayrılamıyordum, bahçede otlarken kedilerden yırtıcı kuşlardan akşam da tilkiden kurttan sansardan korktuğum için gözetlemek zorunda kaldım, bahçeye onlar için kümes yaptım ama şimdi iki aylık oldular , büyüdüler, korkum kalmadı.
Sabah gün doğar doğmaz kapılarını açıyorum, sıra sıra dışarı çıkıyorlar, hemen kendilerini göle atıyorlar, karınları acıkıncaya ve susayıncaya kadar( gölün suyunu nedense içmiyorlar) yüzüyorlar, bahçeye çıktıklarında ya otlanıyorlar ya da uyukluyorlar. Akşam gün batmaya yakın (  iki haftadır saat 18:50 de dakikası şaşmadan) yatmak için evlerinin yolunu tutuyorlar. Arada yem alıyorum, talaş alıyorum.
 Yavru iken çok tedirgindim, başlarında anneleri büyükleri olmadığı için ne yapmaları gerektiğini gösterme konusunda kendimi sorumlu hissediyordum. Üç haftalık olduklarında hala yanı
başlarındaki göle girmediklerini görünce zorla göle sokmaya çalıştım, korktular bağırış çağırış kaçıştılar. Oğlumun havuzunu kümeslerinin içine koydum, su ile doldurdum, ilk önce havuz yenir bir şey mi diye  tadına baktılar, o kadar çok gagaladılar ki havuzu, param parça yaptılar ama bir kaç tanesi yüzmeyi denedi...



Bahçemde ot kalmadı, çim biçme makinası gibiler, önlerine ne gelirse gagalıyorlar, zararlı otlar var mı   diye araştırıyorum. Çim kalmadı, en çok kara lahanayı seviyorlar, semizotunu , mısırı, yaprağı , odunu... karalahana diktim onlar için her yere. İncirler oldu, yere düşen incirleri bütün bütün yutuyorlar, korkuyorum boğulacaklar diye...

Onlar için yaptığım her şeyin farkındalar, ilk kez elime keser çivi aldım, yemlik yaptım.



 Gün gün büyüdüklerini görmek tarifsiz bir duygu , mutluluk veriyor.



















4 yorum:

  1. Fotoğraflar içimi açtı yine, eline sağlık canım, hem ne tatlılar bunlar, çocuklar gibiler...büyümelerini izlediğimiz ama tek fark bunlar çok hızlı büyüyor :))
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. 57 tane ha, az da değilmiş :) Terapi gibi geldi sen anlatırken, çok şekerler :)

    YanıtlaSil
  3. sorun büyüdüklerinde ne olacağında ..Bir arkadaşım 1 hafta ağladı kesildiklerinde.

    YanıtlaSil