5 Eylül 2021 Pazar

Bozkırdan kalkan tren

Bu sabah , bozkırdaki bir  tren garının kirli penceresinden   bakmak zorunda kaldım. 

Dün  el eleydik. 

Tek eksiğimiz bir beslenme çantasıydı, beslenme çantası  almak için çarşıya indik. 

Üzülme  anne diyordu.

İçimde sakladığım her şeyi görebiliyor, sakladığımı sandığım her şeyin farkında.

Beslenme çantaları içinden en ucuzunu seçti, bunu sevdim dedi. 

Artık gözlerimin içine bakarak sevmediği  şeyleri sevdiğini söylemek zorunda kalmayacak kadar benden  uzaklaşacak. . 

Tüm akşam  ceviz kırdım. Her sabah okula giderken  beslenme çantasına benim koyamayacağım cevizleri bavuluna yerleştirdim. 

Bu sabah içinde ceviz olan bavulunu alıp boynuma sarılıp, başarılı olacağım anne dedi.

 Henüz farkında değil,  bu ayrılık o başarılı olsun diye değildi. Başarı nedir ki,  hiç bir şeydi.  Bu ayrılık  başka bir şey içindi...

Dünyanın en büyük gerçeğine doğru gidiyordu. Gerçekten ne istediğini bilmek ile ilgili bir yolculuktu, kendini bilebilmek ile ilgili bir şeydi, o yüzden katlanabilecektim bu ayrılığa...

Cevizden, beslenme kutusundan, kıyafetlerinden, kalem ve defterlerlerinden kalan boş yerlere tıka basa umut doldurdu. O kadar çok umut koydu ki bavuluna ,  tek başına taşıyamaz ben de yanında...Hayır dedim aylarca kendi kendime, hayır...

Ben bozkırda kalmaya devam edeceğim , onun yollarında denizler olacak..







 


2 yorum:

  1. Ve kalpten bir türlü çıkamayan kelimelere giydirilemeyen inca duygu daha..
    Çocuklar anneyi en iyi en net gören canlılardır.

    YanıtlaSil
  2. Önce "Nasıl yani?" diye sordum kendi kendime. Sonra gözlerim doldu.
    "Şart mıydı?" diye sorup ağlamaya başladım.

    YanıtlaSil