Pıtpıt, Çorum'u kokluyor
Yıllar önce bir yazım çok paylaşılmış çok yorum gelmişti. Yorumlardan birinde bir yorumcu ; "sizin gibi insanların varlığını hissedince yurt dışına gitme planımı unutuyorum" demişti. Bir insanın hiç görmediği tanımadığı birinin varlığına bu kadar anlam yüklemesi bana inandırıcı gelmemişti, bir anda parlayıp bir anda sönen medya gündeminin iltifatları diye düşünmüştüm. Geçen sene İngiltere'de iken bu sözün doğruluğunu tecrübe edebilmiştim.
Aile, akraba, komşu, arkadaştan ayrı olarak hiç görmediği, bilmediği birinin hissettirdiği duygu, çok güçlü olabiliyormuş.
İngilizlerin, beni gördüklerinde gülümseyerek merhaba demelerine çok anlam yüklemiş, sırf bu yüzden bile burada kalabilirim diye düşünürken aklıma hep S. abla geliyordu.
İngiltere'ye gitmeden önce hayvan dostu güzel bir yürek " Berivan" ile tanıştım, kedime, İngiltere'ye aldırana kadar bakabileceğine dair bana güvence vermişti. Uçağımızın kalkmasına bir gün kala S. abladan telefon aldım," kedine, sen dönünceye kadar bakarım", diyordu. Beni blogdan tanıyordu, hiç birbirimizi görmemiştik. Evi, yolumuz üzerindeydi, uğradık. Onlarca kedili bahçesinden içeri girdiğimizde eşi ile bizi karşılayışındaki içtenliğini ömür boyunca unutamayacağım. Tüm vedalaşmalarım içinde bir tek S. ablanın evinden ayrılırken gözyaşı döktüm, sonrasında hiç duraksız saatlerce sessiz gözyaşı dökebileceğimi o yaşıma kadar tecrübe etmemiştim.
İngiltere'de iken hep beni aradı, güzel haberler fotoğraflar, dualar yolladı. Çok utanıyordum, böyle ağır sorumluluk yüklemek ne büyük bir bencillikti. Nasıl bir hayvan severim, nasıl bir hayvan sahibiyim çok iyi anlamış oldum, S. abla olmasaydı ömür boyu bir vicdan azabım olacaktı. En çok geceleri olmak üzere her gün içim içimi yedi, nasıl böyle bir şey yaptım, kedim bu insanları üzmesin, sıkıntı vermesin, bunaltmasın diye dualar ettim. Uzaklardan beri her anımda Pıtpıt ile konuştum, ne olur Pıtpıt ne olur onlara sıkıntı verme , çok az kaldı döneceğiz...
İngiltere'den dönüşte kedimizi almak için S. ablaya uğradık. Pıtpıt'dan ayrılırken çok üzüldüler, ona bizden kat be kat özen ile bakmışlar, emanet diye üzerine titremişlerdi. Pıtpıt'ı çok sevmişler, ona farklı bağlanmışlardı. (Pıtpıt'a nasıl bakılacağına dair onlardan çok şey öğrendim, öğrenmeye devam ediyorum)
S. abla, Pıtpıt'ın malzemeleri ile beraber bize kocaman bir poşet verdi, yolda lazım olursa diye size hazırladım diyerek. Bir yıldır kullanılmayan banka kartının çalışmadığını anlayınca yanımızda ne nakit para ne su ne de yiyecek almadığımızın farkına vardık, yolda alırız diye önemsememiştik. S. ablanın poşetini açtık, iki faklı kutu içinde patatesli peynirli börek, başka bir kutudan biber dolması, başka bir kutudan kek ve kurabiye çıktı. Bir bidon dolusu da yine elleri ile yaptığı meyve suyu ...
Banka kartımızı açtırana kadar S. ablanın poşeti ile doyduk.
Kucağıma geldikçe Pıtpıt'ın kulağına S. abla ve R. abinin isimlerini fısıldıyorum, onları hep analım, onları andıkça kalbimiz yumuşasın, güzelliğe iyiliğe meyilli olalım diye.
Benim gibi kötü bir hayvan sever olsanız da hayvanlar insanı iyiliğe doğru sürüklüyor. Pıtpıt olmasaydı S. ablayı tanıyamayacaktım.
Bahçede baktığı onca kediden başka üç bacaklı sokak köpeği ile terk edilmiş köpekleri sahiplendirmeye çalışıyorlar.
Kendi kendime söz verdim, köyde temelli kalabilecek duruma gelince üç ayaklı köpeği yanıma almayı istiyorum, ihtiyacı olduğunda hayvanlarına ben bakayım istiyorum.
Bu iki insan bize ömür boyunca, iyiliği hatırlatacak, onları hatırladıkça iyiliğe doğru kalbim yumuşayacak.
Karantinadan dolayı İngiltere'den neredeyse hiç bir şey getirememişken , Pıtpıt'a üç küçük hediye alabilmiştik.
var böyle güzel kalpler pıtpıtla sağlıklı yıllarınız olsun
YanıtlaSilDünya böyle güzel yürekli insanların sessiz sedasız iyilikleri ile hâlâ ayakta durabiliyor bence. Sağ olsunlar, var olsunlar.
YanıtlaSilOkurken gözüm doldu, tüylerim diken diken oldu. Ne güzel insanlar var dünyada! Umudum tazelendi! İyi ki yazdınız, iyi ki anlattınız! Teşekkürler :)
YanıtlaSilÇok güzel, sıcak bir hikayeydi... Böyle iyi insanların varlığını bilmek olağanüstü.
YanıtlaSilİyi insanlar hala var ve dünyayı sevgi kurtaracak buna inaniyorum inanmak istiyorum
YanıtlaSilCanım Ayşe'm. Kalemine, anlatımına, olayları, kişileri -çoğu kimsenin göremediği- çok farklı yönlerden görebilip bunu bize muhteşem aktarışına, insanların iç dünyasını şahane yansıtabilmesine hayran olduğum kadın.
YanıtlaSilDiğer yorum yazan bütün güzel yürekli insanlara ve sana taa içten çok teşekkür ederim lakin bizim sizler için hissettiğimiz duyguları, sen: bizmişiz gibi anlatmışsın işin doğrusu.😍
O Güzel Peygamber'imin (sav) "mü'min, mü'minin aynasıdır" buyurduğu gibi, ayna olmuşuz biz sana. Sen -bu sefer- bizi değil, kendinizi anlatmışsın.Yüreği çok güzel olan, asıl sensin, ailecek sizsiniz bizce.❤️
Bizde bir şey yok, bol bol kediden başka. 🙂 Bir süreliğine işte Pıtpıt'ım da eklendi bu orduya. Çoook çok şükür, emaneti sağ salim geri teslim edebildik. Ne mutlu bize.
Kuzuma nazar değmesin diye anlatmayacağım şimdi onu;
ama sadece: gerçekten çok özel ve çok asil bir kedi olduğunu ifade edeyim burada.
Hatta yazılarında senin gönlün İngiltere'de yaşamaya kayıyordu ya arada.
Ben de "ooh ooh Pıtpıt benim pisim olur o vakit" diyordum bak. Bunu sana hiç söylemedim galiba. Şimdi diyorum işte. 🙂
Tabi o zaman, bahçeye çıkmayı serbest ederdim ona, gönlünce gezer gelirdi. 🐾❤️
Karantina şartları; zorunluluk yüzünden beraber yiyemediğimiz o mamaların, yolda çok işinize yaramasına ilk dediğin zaman da çok sevinmiştim.
İnşallah güzel ve sağlıklı günler gelir yine, bir sofrada oturup, beraber yeriz neşeyle.
Bu arada: Pıtpıt'ımın Boris'li fotosuna bayıldım ve pc me kaydettim. Tüyü kadar ömrü olsun sağlıkla ve ailesi ile beraber inşaAllah. Hepinize koccaman sevgilerimi yolluyorum. ❤️
S.
pıt pıt ve boris çok keyifli görünüyorlar bayıldım ...sevgiler..
YanıtlaSil