24 Ekim 2018 Çarşamba

Amigurumi

 Kedim Pıtpıt ;"karanlığa küfredeceğine bir mum yaksana" diye gözlerime baktığında, bir azim geldi.
Amigurumi' yi başarabilirim gibi büyük bir şey hissettim. 
Annemin hastalığında hastanenin onkoloji bölümünde bir kız çocuğu ile tomografi kuyruğundaydım. Sıranın sonundaki küçük kız huysuzlanıyor,  beklemek istemiyor, annesi kızını sakinleştirmek için;" uslu durursan sana o çok istediğin "ciciobella"yı alacağım diyordu . Küçük kız annesine, "hep alacağım diyorsun ama almıyorsun" der gibi bakıyor, sızlanmasını daha çok artırıyordu. Anneme sıra gelince tek başıma kaldım , uzaktan beri  küçük kız ve  annenin mücadalesini izlerken , yakın olmak istedim. Bu ciciobella'yı tanıyorum, üç yüz küsür liraya satılan , kirli sarı renginde plastik saçları, donuk bakışlı,  dokununca sert, pis kokulu naylon derili  bebek şimdi bu onkoloji bölümünde tomografi kuyruğunda çok kıymetli, değeri parayla ölçülemez. O zaman aklıma gelmişti, kendi el emeğim bir oyuncak olsaydı, temiz, mis kokulu , yumuşacık, çantama sığdıracak kadar , hep gele durduğum bu yerde...Ne yapabilirim ki diye düşünüyordum, el becerim hiç yoktur. Kucağında oyuncağı ile güle oynaya tomografiye girerken küçük kızı hayal ettim, işte o an birden bire "dünyanın  en önemli şeyi", nasıl oyuncak  yapılır, olmuştu benim için.
Araştırdım, araştırdıklarımı yapmaya çalıştım olmadı. Bir dolu tomografi, kan alma, muayene sırası geldi geçti, çantamdan çocukları mutlu edecek bir şey çıkmadı.

Sevgili arkadaşım küçük joe  kendi bloğunda bir zürafa yapmış, nasıl yaptığını  sorduğumda bana özel video hazırlamış, yollamıştı. Nasıl sevindim , tarifsiz...
Hemen bir ip, bir tığ almak için çarşıya indim. Tığ ve yün satan dükkan sahibi kadın "hayatımda hiç elime tığ almadım" dedim diye beni yanına oturttu , ilmek nasıl çekilir,  beş dakikada öğretti.
İlk ilmeklerim ve örgü oyuncak için gerekli sık iğne çalışmam. Henüz tığı düzgün tutamıyor, ipi parmağıma dolayamıyor, attığım ilmekleri tığdan çıkartamıyorum ama azimliyim. Her ilmeğimde bir mum yakıyorum gibi, ördükçe karanlıkları aydınlatıyorum gibi, azimliyim. 
Yüzünü hiç görmediğim blogdan tanıdığım sevgili arkadaşım Jale, öyle yetenekli ki, bu masa örtüsünü tığ ile örmüş, her gün ilmek ilmek inceliyorum, benim için bu örtü bir fizik problemi, kimya denklemi gibi hayatta çözemem, imkansız başaramam ,ama mesaj atmış, yüz yüze geldiğimiz gün  oyuncak için gerekli teknikleri öğretirim diye, beni öyle mutlu etti ki, ona sarılır gibi masa örtüsüne sarıldım öpüp kokladım.
Umarım tığı düzgün tutmayı, ilmekleri düzgün atmayı başarır da, eli yüzü düzgün bir ayı, bir prenses, bir Süpermen, bir tavşan bir zürafa yapıp çantama atabilirim...



5 yorum:

  1. Nee 350 lira mı nasıl bir oyuncakmış o ya aşırı pahalı. Amigurumi iki haftadır aklımı kurcalıyor, hem yapmak istiyorum hem de yarım bırakırım uğraşamam diye erteliyorum :)) öğrenince keyifli, kolay gelsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ciciobello imiş doğru adı:) "ciciobello çok hastayım" , şimdi baktım fiyatına ben iyi almışım daha pahalı:)

      Sil
  2. Yine ne güzellikler yaratıyor arkadaşım dedim yumağı görünce :) Ben de geçen yıl denemiştim, yamuk yumuk bir kazak ve eldiven örmüştüm kızıma, gerçekten kazak çok çirkin oldu ama kızım bu kış giymek için sabırsızlanıyor :))

    YanıtlaSil
  3. ah ayşecim, o postu sildim gitti, diğer tüm postlar gibi. senin elin ne kadar düzgün , ilmekler süper olmuş. Bir de dükkandaki kadına sarılasım geldi. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Ayşe;

    Doğrusu bu yazınızla bana ilham verdiniz. Daha dün şöyle düşünmüştüm: "Eskiden (şekerin bu kadar zararlı olduğunu bilmediğimiz yıllarda) çantamda çocuklar için şeker-çikolata taşırdım. Ama şimdi bunlar hem zararlı hem anneleri vermemizi istemiyor, haklı olarak. Ne verilebilir, çantada ne taşınabilir?" diye düşünürken bu yazınız ile karşılaştım. Elimizde ürettiğimiz bir şeyler ne güzel bir fikir. Bu kadarını yapamıyorsak bile, bir mızıka, bir bez mendil (ucunu hafif işlediğimiz), bir çiçek dürbünü, bir saç tokası, küçük bir araba veya minik bir çiçek tohumu da mı atamayız çantamıza?... dedim yazınızı okuyunca..
    Kısacası bir güzelliğe kalkıştınız ve güzelliğe ilham oldunuz.
    Sağ olun, var olun..

    YanıtlaSil