13 Eylül 2021 Pazartesi

Domatesler ve eros

 Haftasonu bahçeme gidebildim ,  domateslerimi nihayet kızarmış görebildim. 


Kızaranları  koparttım, dalından. 

Çok sever domates çorbasını, benim yetiştirdiğim domateslerin çorbasını içsin diye konserve yapıyorum uzaktaki oğluma.
Konserve olmadan önce domateslerin çekirdeklerini ayırmalıyım gelecek seneye tekrar aynı şekilde yetişebilsinler diye.

Bir tanesi nerdeyse yarım kilo olan incecik kabuklu bu domateslerin tohumlarını alırken düşüncelere daldım.

Aşk ve doğurganlık tanrısı Eros mutfak tezgahıma, domateslerimin arasına  geliverdi.
Domateslerin en güzelini en kusursuzunu bulmak için,  gelmiş olmalı. Konserve yapılmadan önce  tohumları saklanmaya değer olanları bana göstermek istedi herhalde. 
Eskiden ninelerimiz, ilk meyve veren, hastalık vurmamış en sağlıklı fideye ip bağlarlarmış, gelecek sene için o fidenin verdiği tohumları saklarlarmış.  
Bu domatesler çok yükseklerdeki bir köyden geldi. Yamaca, engebeye, ilaçsızlığa, susuzluğa, gübresizliğe , yokluğa alışık bir topraktan. 
Domateslerin kabukları çok  çok ince ,  sanki kabuğu soyulmuş gibi. 
O yüzden yolculuk yapmaya gelemiyorlar, aynı onları yetiştirenler gibi, yükseklerdeki evlerinden zarurui bir şey olmadıkça aşağıya  inemiyorlar.
Yokluk bilen halden anlayan bu domatesleri bağrıma bastım.
Benim toprağımda kök salıp aynı şekilde  mi olurlar diye tereddüt ettim. 
Anne ile kızı gibi demişlerdi.
Her ananın kendi gibi kızı olur demişlerdi. 
Öyle değildi.
Benim toprağım başkaydı.
Benim toprağım aşağılarda, suyun kenarındaydı. 
Benim toprağımda kimsenin yüzüne bakmadığı, hor görülen, küçük, çirkin  olanın, fidesine ip bağlanmamışın   tohumları değerliydi.
Boşuna gelmişti Eros, en renklisini,en  kusursuzunu,  en iri olanı seçmeyecektim. 
En güzeli, yarası olandı, benim toprağımda. 














2 yorum:

  1. Oğlun nereye gitti Ayşe?Allah kavuştursun,domatesler çok güzel maşallah şifa olsun...

    YanıtlaSil
  2. Ne mutlu bir an, o guzel kirmizi domatesler insana heyecan veriyor.

    YanıtlaSil