Kiraz mevsimini bekliyorum. Çırılçıplak ağaçlarımın baloya gider gibi kostüm giyinmesine çok az kaldı. Buraya koyabileceğim bir fotoğrafları bile yok, ağaçların çiçekli haline dair, daha önce hiç şahit olamadığım bu anı, heyecan ile bekliyorum.
Kiraz denilince ilk aklınıza gelen şey nedir?
Kiraz denilince ilk aklıma gelen şey, "kiraz yaprağı sarması" dır.
Hayatımda bir kez yediğim ve tadını kutsal bir hazine gibi belleğimde sakladığım kiraz yaprağı sarması...
Çocukluğumun bir bölümü Malatya'da geçti. Şehir merkezinde, kayısı ağaçları ile dolu bahçeli evlerin olduğu bir mahallede yaşadım. Yaz gelince sofralar kurulurdu bahçelerde, sokaklarda oynayan biz çocuklar her sofraya davet edilirdik. Malatya'nın bahçelerinde yediğim yemeklerin hepsinin ana malzemesi bulgurdu; gırık, sıkma köfte, pirpirim çorbası ve kiraz yaprağı sarması.
Kayısı çekirdekleri ile dolu bir bahçede her gün çekirdek kıran bir teyze, pembe beyaz sarmaşık güller ile çevrili bir köşesine sofra kurmuş, bizi de çağırmış. Kocaman bir tepside koyu bir ayranın üzerinde kavrulmuş soğanlar, içinde ise küçücük sarmalar. Bu hiç bilmediğim yemeğe kaşık çaldığımda, sıcacık ayranın , ekşimsi yaprağın, yarma bulguru ile birleşmesinden gelen tat( yutkunmaktan yazamıyorum:) hayatım boyunca böyle güzel yemek yiyemeyeceğimi bilemiyordum.
Malatya hala otuz yıl öncesi gibi aynı mı, şehir merkezinde hala bahçeler kaldı mı, sofralar kurulup sokakta oynayan çocuklar davet ediliyor mu, sarmaşık gülleri aynı mı kokuyor, bilemiyorum. Bir daha hiç Malatya'ya gidemedim ama yıllarca hep bu güzel bahçeleri ve ev sahiplerini hatırlayıp mutlu oldum. Kayısı çekirdekleri kırarak geçimini sağlayan Malatyalı teyze , yıllar önce tüm çocuklar ile beraber yedirdiğin yemek bana umut oldu.
Kirazlar ilk yapraklarını verdiğinde kiraz yaprağında sarma yapacağım, Malatyalıların yaptığı gibi bu körpe yaprakları ipe dizip kurutacağım. (Pirpirimi de ( semizotu) kuruturlardı ve bu kurumuş yaprakların tadı tazesinden daha aromalı olurdu).
Sevgili kiraz ağaçlarım, artık üzülmüyorum neden bunca çok kiraz ağacım var diye. Verdiğin tüm nimetleri değerlendirmek için bekliyorum, yaprağını, meyveni, çekirdeğini, sapını...
Merhaba Ayse Hanim, umarim aradiginiz lezzete tekrar kavusursunuz. Bir Malatyali olarak o aromatik sarmalardan cok yedim Annem beni her ziyarete gelisinde etrafta kiraz agaci kollar, yapraklariyla mutlaka bir kac defa kiraz yapragi sarmasi yapar.
YanıtlaSilHah soyle ...Ne guzel bir yazi olmus.Kirazlariniz da sevginizi hissedecek eminim.
YanıtlaSilKadinlarin hayati kendilerine zorlastiran boyle islerine kendilerini yorduklari icin ( o minik yapraklarin sarilmasi, bir kasiga sigan 40 manti vb) pek sicak bakmasam da, anlasilan cok leziz bir tat kiraz yapragi sarmasi.Simdiden afiyet olsun.
Ben de bir malatyali olarak yorum yazmak istedim. Bu yemegin puf noktasi soganlarin iyice kavrulmasi ve en az 1kg sogan konulmasi bol soganli olacak. Bi de ayranli kismina erik eksisi koyarak kaynatirlar. Malatya yarmasi bulmak da zordur.
YanıtlaSilŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ
YanıtlaSilÇıplak heykeller yapmalıyım.
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
Yırtık mintanından adaleleri
gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım
Resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden...
Şu oğlan çocuğuna bak
Fırça sallıyor
Kokmuş manifaturacının ayağına
Dörtyüzbin tekliğinden
On kuruş verecek.
Seni satmam çocuğum
Dörtyüzbin tekliğe.
Ne güzel kaşların var
Ne güzel bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin
Söylemeliyim
Yok
Yok... meydanlarda
bağırmalıyım,
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.
Resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
Baygınlık getiren şiirler.
Kiraz mevsimi, kiraz
Küfelerle dolu pazar.
Zambaklar geçiriyor bir kadın.
Bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
Belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
O biçimsiz bizans şarkısı.
Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
Nasıl etsem, nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam
Sokak başlarında sazımı çalsam
Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu...
Bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
Sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
Boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
Oğlu bir şiir okusa
Karacaoğlan'dan
Orhan Veli'den
Yunus'tan, Yunus'tan...
Sait Faik Abasıyanık