20 Haziran 2019 Perşembe
1 Haziran 2019
LGS sınavı için yabancı bir okulda yabancı bir kalabalığın içindeyiz. Yabancı kalabalıktan ürken oğlumun elini tutuyorum. Hepsi senin gibi benim gibi diyorum. Çocuğunun elinden tutarak sınava getirenlerin çoğunluğu kadın , anne. Vakit geldiğinde, herkes gibi ben de oğlumun elini bırakıp , içeri girmesini izledim. Çocuksuz kalan anneler okulun duvarlarına dayanarak basamaklara oturarak beklemeye başladılar. Basamaklarda oturan annelerin , çantalarından güllü yasin çıkarıp okumaya başladıklarını görünce kendi çantama baktım. İki ceviz içi, çilekli süt, küçük bir parçası ısırılmış kaşarlı ekmek... İçim almıyor, midem bulanıyor diye yapamadığı kahvaltısını çantama doldurmuşum, belki bu okul bahçesinde beklerken... Güneş altında diye kimsenin yanaşmadığı bir basamağa oturmaya hazırlanırken, bahçe kapısından koşarak bir adam girdi. Giriş kapısına doğru arkasında bir kız çocuğu ile koşuyordu. Koşan adam ile kızı gören herkes saatlerine baktı, sınav başlayalı beş dakika olmuştu. İlk önce adam ulaştı giriş kapısına, elinde tuttuğu evrakları uzattı görevliye. Kız henüz kapıya yetişmiş iken , kağıdı soyulmuş su şişesini yeleğinin cebinden çıkarıp kıza uzattı adam. Sonra hızlıca kızı sırtından, içeri doğru iteledi.
Yükünü boşaltmış gemi gibi bahçe kapısına oturduğumuz yere doğru gelmeye başladı adam. Fırtınalı bir denizde ilerliyormuş gibi, bir sağa bir sola yalpalamaya başladı. Basamakların önüne gelince, yığılıverdi. Sayfalarını kapatıp okumalarını kesen bir kaç kadın ile yerimizden kalktık, yerde yatan adama yaklaştık. Adamın yeleğini gördüm ilk. Biraz önce cebinden su çıkarttığı yeleği, Çorum'un yerel bir marketinin çalışanı olduğunu gösteriyordu, bu markette çalışanların üzerinde hep aynı yeleği görüyordum. Kafasına su dökülen adam gözlerini açar açmaz hemen yerden kalkmaya çalıştı, kalabalık kalkmasına müsaade etmedi, basamaklara oturtuldu. Bir şey mi yese diye baygınlığına çare arayan birinin sesine kulak verdim. Çantama elimi daldırdım, birazı yenmiş kaşarlı ekmeği, çilekli sütü , iki tane ceviz içini adama uzattım. Sonra,
başlarını hiç kaldırmadan okumalarına devam kadınların olduğu basamaklara oturdum, oğlumun sınavdan çıkışını beklemeye başladım.
1 Haziran 2019 tarihinde okul bahçesinin güneşli basamaklarında oturarak , çok geç kalmış bir şekilde, neyi beklediğimi sorgulamaya başladım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Herşey daha güzel olur inşallah
YanıtlaSilBaşarılar diliyorum emeklerinin karşılığını bulsun inşallah Ayşeciğim :)
YanıtlaSilBizim zamanımızda sadece üniversite için 2 sınav vardı, şimdikiler sürekli sınavdan geçiyorlar, hayırlısı.
Geç de olsa başarılar diliyorum Yunus'a Ayşe. Umarım heyecanına emeğine değer. Sevgiler.
YanıtlaSilBen de çocukları sınava hazırlarken test çözdürürken kendime kendime bir benzeri olan şu soruyu soruyorum ;^''Ben şimdi bu testlerle gerçekten bir şey öğretiyor muyum?''
YanıtlaSil:))) seviyorum seni
YanıtlaSilSoru çok güzeldi. Neyi bekliyoruz? Hepimiz bekliyoruz çünkü. Akşamı, sabahı, hafta sonunu, yaz tatilini,yemek saatini, çamaşırın kurumasını, mesainin bitmesini, maaş gününün gelmesini, taksitlerin bitmesini... Hep ama hep bekliyoruz.
YanıtlaSilSonlanan bekleyişleri düşündüm de. İlkokul, lise, üniversite bitti. Çocuklarımın da okulları bitti. Şimdi torunlar da sıra. Hala bekliyorum ben. Neyi mi? Tabii ki herkes gibi ömürün bitmesini. Çoğu kez hayatın sonu olduğunu unutarak... Gene ne güzel anlatmışsın yaşadıklarını. Sağol.
Özlemişim yazılarını... Kayıtsızlığın kırılma anlarını anlatışına bayılıyorum...
YanıtlaSilUmarim sınav ıyi geçmiştir.
YanıtlaSil