22 Mart 2019 Cuma

Bu yeni doktor

Okulun istediği muayene taraması formunun doldurulması  ve soğuk algınlığı için oğlum ile sağlık ocağındayız. Sağlık ocağına gelmeyi erteleyebildiğim kadar ertelememe rağmen, mecburen buradayım. Sırada önümüzde üç kişi olmasına rağmen telefonumu sessize alıyorum, doktor odasında yapmam gerekenleri dışarıda sıra beklerken yapıyorum,  oğluma  montunu çıkarmasını söylüyorum. Kimliğini çantamdan çıkarıp elime alıyorum,  şikayetiniz nedir sorusu için  talim ediyorum, en kısa  cümleyi arıyorum. Bir an önce yoğun ve gergin doktorun odasından çıkalım diye bu tedirginliğim, hem doktoru hem de bekleyenleri meşgul etmeyelim.
Eski doktorumuzun gerginliğini hisseden çocuk doktora gitmemek için ağlıyordu, doktor seçme şansımız olduğunu öğrenince bu doktoru seçmiştim. Seçtiğim doktor, hastası olan çocuğu görmüyor, hasta benmişim gibi davranıyordu, çocuğun yüzüne bakmadan, nesi var diye bana soruyor,  sırtını benim açmamı istiyor, sonrasında  nesi olduğu konusunda bir kelime etmeden reçeteyi yine bana uzatıyordu. Günaydını, teşekkür ederizi, kolay gelsini çocuğun ağzından çıksa bile almıyordu.
Doktorumuzun yeniden değiştiğini sıramız gelip odaya  girince farkına varabildim. Yeni doktorumuz masasından  kalkıp hoş geldiniz dedi. Gülümseyerek  önce oğluma  baktı. Oğlumun hasta olduğunu duyunca ona yöneldi,    yapmacıksız,  abartısız, sahici, canlı bir merak ile oğluma  soruyor dinliyordu. Okul formunu doldururken okulun nasıl gittiğini sordu doktor. Okul nasıl gidiyor diye soran herkese " iyi gidiyor" diyen oğlum , doktora, " okulda   kalbinin hızlı çarptığını nefessiz kalacağından  korktuğunu , bu durumun tehlikeli olup olmadığını sordu. Doktor başını kağıttan  kaldırıp okulda kalbinin  hızlı attığı anları söylemesini istedi.   Ödevleri yetişmediğinde,öğretmenleri tahtaya kaldırdığında, sözlüde, yazılı sınavlarda, sınav sonuçları okunduğunda,  öğretmeni anlatırken anlamadığında, öğretmenini kızdırıp azarlanma ihtimallerinde, teneffüste erkeklerin kaba şakalarında, kızların küçümseyici bakışlarında,...   Sanki sıra beklerken doktorun bu soruyu soracağını hesap etmiş gibi sıra sıra takılmadan bir solukta anlatıyordu.  İçeri gireli beş dakika olmuştu, dışarıdan kapı tıklanmaya başladı. Doktor pür dikkat dinledi. Sonra  bisikleti olup olmadığını sordu. Bisikletini İstanbul'da sahil yolunda okula başlamadığı zamanlarında sürüyordu ama buraya gelince tüm ısrarıma rağmen sürmek istememiş, arka balkona terk etmiştik. İki gün dinlenme yazdı, iki gün boyunca evin her köşesinde uzanarak istediği bir kitabı okusundu sonra her gün bisikleti ile itfaiye parkında en az üç tur atacaktı. Aklım hep dışarı çıkmamızı bekleyen artık öfkelenen sıradakilerde...Biz buraların yabancısıyız o söylediğiniz parkı bilmiyorum dedim. Bu sefer doktor gülerek benim yüzüme baktı, neden yabancı olasınız burada yaşadığınıza göre buralısınız " Çorumlu'sunuz" dedi. Dışarıdaki homurtular alnımda boncuk boncuk ter yapmış olsa da gözlerinin içi gülen doktoru büyük bir minnetle dinlemeye başladım. Doktor tepeden lütfeden gibi değil de yakınlığını  aradığım arkadaşım  gibi bakıyor,  şehrin güzelliklerini sayıyordu. Kapı gümbür gümbür çalıyor,  açılıyor öfkeli bir baş içeri uzanıyor sonra sert bir şekilde kapanıyordu. Dışarıdan gelen sesleri duyuyordum , sohbete gelmişler, doktorun yakını- ahbabı olsa gerek, düşüncesizler, şikayet etmek gerek... Ne güzel insan diye iç geçiriyorum, birinin her şey güzel olacak demesine ne çok hasretmişim, her şeyin çok güzel olacağına inanan çevresini inandırmaya çalışan böyle bir insana ne çok ihtiyacım varmış. Oğluma bakarak, okul senin okulun dedi, sen kendin oldukça , mücadele ettikçe, arkadaşlığı sevgiyi paylaşmayı hissetmeyi, sınavlardan notlardan  daha  değerli gören   okullar mutlaka var olacak dedi. Sonra bana yönelerek, şehrin benim şehrim olduğunu söyledi, Çorum'un güzelliklerinden birini görmem için,bir saz kursu adı bile verdi.  Dışarı çıktığımda,  ilaç yazdırmaya gelmiş dört hastadan özür diledim, bu yeni doktorun çok iyi biri olduğunu onu  şikayet etmemelerini bizim yüzümüzden olduğunu söyledim.  Yeniden doğmuş gibi çıkmıştık sağlık ocağından.  Oğlum iki günde iki kitap bitirdi, arka balkondaki bisikletinin tozunu sildi, inmiş lastiklerine hava vurdu.  Saza, sazın kültürüne o kadar çok uzağım ve yabancısıyım ki...Ama artık doktor tavsiyesine uyarak yabancıyım demeyeceğim, saz çalmayı doktorumun verdiği aydınlık hatırına öğreneceğim...


11 yorum:

  1. Ne guzel yazmisssiniz . Insallah, boyle doktorlarin sayisi artar. Gokce

    YanıtlaSil
  2. Çok sevindim memlekette böyle yerlerde böyle bir insanın doktorluk yapmasına. Kim bilir her gün kimlere dokunuyor güzel elleri. Besbelli kendi mesleğinin de getirdiği gücün farkında. Geçmiş olsun diyeceğim ama zaten geçmiş sanırım.

    YanıtlaSil
  3. Kalbim minnetle doldu okurken, allah o doktorun da gönlüne göre versin inşallah

    YanıtlaSil
  4. Allahım derin bir nefes aldım. Çok sevindim Ayşe. Saz işine bak. Müzik kadar güzel şey var mı?

    YanıtlaSil
  5. İcerde hasta varken kapı vurmak ne demek yaa. Ne saygısız insanlar. Doktor haddini bildirseymiş keske.

    YanıtlaSil
  6. Ne kadar ihtiyacımız var böyle insanlara, her meslek dalından böyle çalışma arkadaşlarına...İnsan böyle insanları gördükçe tanıdıkça umutları yeniden yeşeriyor :)

    YanıtlaSil
  7. Geçmiş olsun kuzuya :) Nasıl güzel bir doktormuş, sen yazarken ben okurken sevgi doldu içim. Dünyanın en güzel en faydalı reçetesini yazmış size :)

    YanıtlaSil
  8. kapıda homurdanmayan tahammülsüz hastalar yada insanlar olmazsa belki böyle doktorlarında sayısı artabilir.inşallah sizin gibi hastaların da sayısı artar.

    YanıtlaSil
  9. inşallah anlayışlı hoşgörülü hastalarında sayısı artar.

    YanıtlaSil
  10. Bu yeni doktoru çook sevdim :)

    YanıtlaSil
  11. İçim açıldı. Mutlu oldum. Ne çok ihtiyacımız var aslında ilgiye. Küçük iki güzel söz, gülümseyen bakışlar yetip artıyor. Paylaştığın için sağol. İnan içim açıldı.

    YanıtlaSil