20 Şubat 2019 Çarşamba

Kamelya altında

Okulda teneffüs arasında  konuşuyorlarmış, sınıfın  en çalışkanı her sınavın birincisi olan kız arkadaşı M. " biliyor musun sizin apartman da benim babaannem oturuyor" demiş. Çok şaşırmış oğlum, neden hiç seni görmedim bizim apartmanda diye sorduğunda "babaannemin sokağından bile geçmek istemiyorum anneme yaptıklarından sonra demiş M.
Akşam okuldan  eve geldiğinde , üç senedir oturduğumuz bu apartmanda üst katımızda tek başına yaşayan teyzenin torunu ile aynı sınıfta olduğunun yeni farkına varmış olmanın şaşkınlığındaydı.
- M. sınavlarda birinci olduğunun haberini  babaannesine vermek istemiyor muydu ?
- Birinci olsaydım  hemen babaannemi aramak isterdim.
- Torunu  ile aynı  mahallede oturan üst komşumuz,  hiç mi birbirlerini özlemiyorlardı?
--Hangisi daha çok özlemiyordu? diye sorgulamaya başladığında artık pek uğrayamadığım kamelya aklıma geldi.
Sokağımızda bir kamelya var, sabahları daha çok yaşlıların oturduğu, ev işlerini bitiren ev hanımlarının öğleden sonra, akşam üstü ise çalışan hanımların da katıldığı kamelyada en çok konuşulan konunun kahramanları hep kayınvalidelerdir. Siyaset, ekonomi, din, beyazlatmayan deterjanlar, geçim derdi de konuşulur ,bu tür dertlere dair bir umut vardır ama kayınvalidenin düzeleceğine dair hiç kimsenin en küçük umudu yoktur. Bitmesi öngörülmeyen bu dert ile baş edebilmek için kamelya altı terapi gibidir. Eriyen yaşlı kemikleri güneş görsün diye banklardan hiç kalkmayan yaşlı teyzelerin de konusuydu rahmetli kayınvalideleri.  Yaşları yüzyıla yaklaşan bu teyzeler kayınvalidelerinin öldüğünü kabul edememişler, her doğan güneşte  yanı başlarına  kayınvalidelerini de oturtuyorlardı. Evlerini temizlemiş, yemeklerini hazır etmiş ev hanımları kamelyaya  gelince kayınvalide konusu daha bir canlanır çünkü  hepsinin kayınvalidesi hayattadır, gelinlerine çektirecek daha zamanları vardır. Akşam üstü eve girmeden bir soluk almak için kamelyaya uğrayan  çalışan hanımların da derdi vardır kayınvalidelerinden  ama kendilerine yakıştıramazlar ulu orta konuşmayı, önce sessiz kalırlar  sonra  konuşulanlara hak verirler, tecrübe etmişliğin olgunluğu ile baş sallarlar, çalışan  aydın bir kadın olaraktan  kayınvalide konusunda aydınlık bir laf etmek içlerinden gelmez.
Üst katta tek başına yaşayan komşumuzun   kayınvalidesi ise tüm korkunç kayınvalideleri sollamış, kamelyanın birincisi olduğunu  biliyordum ama oğlum ile aynı sınıfta torunu olduğunu bilmiyordum.

Kamelyada sokağım kadınları ile oturup , herkesi  dinlerken,  benim de kamelyam benim de sokağım , buraya aitim diyordum  …. Kayınvalide konusunda hep sessiz kalanlardandım, sessizliğimi derdimin büyüklüğüne verip  gurbet ellerdeki bu komşularını bağırlarına basmışlardı.  Bir gün gafil bir anımda kayınvalidemin beni ne çok sevdiğini söyleyivermişim. Kamelyanın tüm kadınları onlara ihanet etmişim gibi bana baktılar, o an  yabancılaşıverdiğimin farkına vardım.  Kayınvalide sevgisi beni kamelyanın  derdi ile dertlenemeyen  başka memleketin havasından suyundan yapmıştı.

                                                   (66. yaşını kutlayan öğrencileri ile)
 Ev hanımı iken çocuklarını evlendirdikten ( ellisinden) sonra yapmak istediği şeyi yapmaya başlamış, dans öğrenmiş, sertifikalar almış,  gönüllü olarak  dans öğretmeye başlamış, spor salonu olmayan okulların öğrencilerine, huzur evlerine, Alzheimer  hastalarına, zihin engellilere, işitme engellilere, ev hanımlarına, ulaşabildiği her yere her gününü doldurarak hiç durmadan dans ediyor, dans öğretiyor.

 Dün, Dünya Kadınlar günü için  hazırlıklarını bana da atmış, videoyu açtığımda, işini yaparken insanı nasıl bu kadar çok sevebildiğine her defasında şaşıyorum. İnsanları mutlu etme  azmine şaşırıyorum. Yıllardır insanları mutlu etmek için hiç solmayan enerjisine şaşıyorum.



Babaannesinin uzak şehirde olup  her istediğinde görememesini bir eksiklik olarak algılayıp üzülen oğluma
babaanne denildi mi aklına ne  geliyor diye soruyorum ; " gülme ve enerji" geliyor diyerek gülmeye başlıyor.
Ben onun gibi olamam, her gün yaptıklarını aklıma getirdiğimde bile yoruluyorum ama taktir ediyorum,

 Her anıldığında hep gülümseten bir babaanne olmak, değerli bir şey olmalı.




5 yorum:

  1. ömrüm olur da torunlarımı görebilirsem "gülümseten babanne" olmak istiyorum:)

    YanıtlaSil
  2. 😊bende severim kayinvalidemi

    YanıtlaSil
  3. sen de babanne olacaksın..Umarım harika yazılarını okuyan torunların seni de çok farklı anacaklardır.

    YanıtlaSil
  4. Kayınvaldeni tanımayı isterdim. Özendim gerçekten. Zaten biz insanların sorunu kendimize ait olmayı başaramamak. Dedikoduların, gelin kaynana hikayelerinin temelinde de bu yatar. Uğraşacak başka bir şeyleri olmayan insanlar pencere başında oturup gelene geçene sararlar. Bir çok konuda "Bizden geçti" demek yerine "Nasıl daha çok işe yarayabilirim" sorusuna cevap arasalar/arasak. Hayattan kopmak yerine hayata sımsıkı bağlansak. Sanırım kültür meselesi bu. Yine düşündürücü, üzerinde tartışılmaya değecek bir yazı olmuş bu Ayşe. Keyifle okudum. Sağol.

    YanıtlaSil