29 Mart 2018 Perşembe

Kedim balkondan düştü

 Çarşamba günü misafirim gelecekti. Misafir odasının aylardır kapalı kapasını açıp temizliğe başladım. Misafir odası ardiye olmuş, kullanılmayan bir dolu şeyi odaya iteklemişim. Odaya ait olmayanları balkona çıkardım, bisiklet, çamaşırlık, kırık sandalye, kırık oyuncaklar...Süpürmek için çektiğim her koltuğun arkasında bitiveriyor, yeni tozları keşfediyor. Açtığım büfe kapaklarından hemen içeri dalıyor, bibloların yanına sıkışmaya çalışıyor, içilir mi diye leğen içindeki deterjanlı suya burnunu değdiriyor. Titiz bir ev sahibi gibi sildiğim süpürdüğüm yerlerin üzerinde  dikkatlice geziniyor, kontrol ediyor. Onunla temizlik çekilir oluyor.
Misafirimiz  geldi, misafir odasında ağırlamaya başladım,  sigara içiyordu, balkona çıkmak istedi. Görünmesin diye balkona tıktıklarımın içinde sigarasını içmeye başladı.
Misafirin açtığı kapıdan balkona çıkmış olmalı, hiç fark edemedim, misafirimiz kedilerden korkuyormuş, " başka bir odaya alır mısın " diye rica etmişti. Kedim kapalı kapılardan nefret ederdi, açana kadar uğraşırdı, tüm kapıların ona her zaman açık olmasına alışıktı, alışık olmadığı şeylerden hoşlanmazdı.  Misafir odasının kapısını kapattım.   Ricanın üzerinden beş dakika geçmeden   kapalı kapıyı açmış misafirin yanında bitmiş, ben fincanlara kahve doldururken   misafirin kolunu beş santime yakın çizmiş.
Kedim diğer çocuğum gibi, psikolojisine önem veriyorum. Bağıran ağlayan misafirin sesinden ürkmesin diye kucağıma alıp başka odaya kaçırıyorum, hiç kızamıyorum, dünyanın en masumu olarak görünür hep gözüme, onun varlığı ( her zaman bana  huzur verirken )misafirleri hep kaçırdı, evimize hiç misafir gelmez oldu.
 Bu canavarla nasıl yaşıyorsun diye ağlayan misafirime pansuman yaptım, aşıları tamam  diyerek kudurmayacağına dair söz verdim.
Akşamın ilerleyen saatlerinde bir gürültü duydum. Balkonda üst üste yığılmış eşyaların yıkılma sesi olduğunu  anlayamadım, hemen kedime bakındım, yıllardır böyle, bir an ortada gözükmese telaşlanırım  aklıma bin türlü ihtimal getirerek ama bir an bile aşağıya düşebileceği ihtimali aklıma gelmemişti çünkü  kendini korumasını bilen aşırı temkinli kediydi, hiç bir zaman tez canlı gözü kara olmamıştı.
Dışarıdan gelen garip bir uluma sesi duydum, pencereye koştum. Evimiz üçüncü katta, sokak üzerinde, havlayan köpekler arabaların motoru ve rüzgar sesi içinde bir küçük boğuk ulumayı duydum.  Dışarıdaki  tüm renkler karardı, bir yumak beyazlık görünür oldu. Benimle birlikte pencereden bakanlar  " yok düşmemiş evde saklanmıştır" diyorken ben sesini duymuş küçük beyazlığını, düştüğü yeri görmüştüm. Yanına koşarken  Allah'ı binlerce kez andım, Allah'ım bir şey olmasın, Allah'ım kaçıp kaybolmasın, Allah'ım korku ile kaçarken araba altında kalmasın, kırığı olmasın,  olmasın, Allah'ım ona bir şey olmasın...
Kucaklayıp eve getirdim, yere indirdim, hiç bir şey olmamış gibiydi, yavaş yavaş yürüdü gizli bir köşeye sindi.
Misafir,  çok  korktuğumu görmüş üzülmüş teselli etmeye çalışıyor, " bunlar dokuz canlı, dokuzuncu kattan düşse bir şeycik olmaz"ları sıralıyordu.
Veterineri aradım," üçüncü kattan düştü bir şey olur mu "dedim, "bir şey olur , hemen getir", dedi.
Veterinerlerden çok korkarım hele böyle hazırlıksız iken...yanıma oğlumun doğum altınlarından iki çeyrek alıp yola düştüm.
Rüzgar fırtınaya dönmüştü. Usul usul sakin sakin eserken, fırtınanın çıkması kötü bir şey olacağının habercisi gibiydi,  her soluk alışıma Allah ın adını sığdırmaya çalışıyorum.
Veteriner kontrol etti, hiç bir şeyi yoktu ama iç kanama riski için salmadı, burada daha güvenli olur dedi. El ile kontrol, iç kanama aşısı ve bir gün gözetim altında tutulma masrafı olarak bir çeyrek aldı.
Yorgunluktan uyuşmuş eve dönerken  korkum ile birlikte yakarışlarımda yok olmuş fırtınanın korkunçluğu artık ninni gibi geliyordu.
Yıllardan sonra ilk kez onsuz evimin kapısını açmak ağır gelmişti, kapı tıkırtısına koşup bacağıma sürttüğü  başını görememek...
Misafirim sabaha kadar kedimi nasıl sevdiğimi dinlemek zorunda kaldı, kolundaki çizgiye bakarak  " benim yüzümden oldu , zavallı" çeyrek"  dedi...


                                                Şu güzelliğe, masum bakışlara bakın, korkulacak kedi mi!..


12 yorum:

  1. Kediye ve misafirinize geçmiş olsun.

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş olsun:) zavallı çeyrek güldürdü

    YanıtlaSil
  3. sen de kedin de çok yaşasın e mi ..

    YanıtlaSil
  4. Büyük üzüntüyle okudum gerçekten. Çok talihsiz ve belki de hiç olmayacak bir mesele, ancak birbirinin habercisi gibi olmuş; misafirin o olumsuz hislerini algılaması, gerçekten bir canavarmışçasına ağlaması. Psikoloji olayına ben de çok inanıyorum, benim de bir hayvan dostum var ve açıkçası bu tarz olaylar epey üzüyor.
    Çok geçmiş olsun, umarım en kısa zamanda eskisinden daha sağlam şekilde toparlanır.. :(

    YanıtlaSil
  5. offf çok üzüldüm Ayşecim :(( Nasıl korkmuştur minicik yüreğiyle...
    Merak etme inşallah iç kanaması falan da olmayacak, yumuşacık kucaklayacaksın yine kedini :)
    Bu arada benim eşimde kedilerle anlaşamaz, bizim fiyonk ile evde köşe kapmaca oynuyorlardı resmen :))) Gidip gelip eşime tıslıyordu :)))

    YanıtlaSil
  6. Ayşem güzel arkadaşım, aklıma düştün dün yine, mail attım sana köyle ilgili, sanırım anlayamadım ben konuyu diye. Bugün yine aynı duyguyla mail cevabını aradım,yazmamışsın, belki de gittiler dedim. sonra aklıma blogta son yazın geldi, ona bakmak için girince gördüm yazını. gitmemişler henüz diye sevindim ama sevinmemin nedeni, köyde internet sıkıntısı çekip yazamazsın, sana ulaşamam diyeydi.Hep mi taşınacaksınız köye?
    Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  7. Yüreğim sızladı okurken geçmiş olsun :(

    YanıtlaSil
  8. Çeyreğe mi oldu olan ayol, ölüyormuş hayvan.
    Tamam, korkan biri için gayet tatsız olmuş çizilmek ama bi sus bari.
    Geçmiş olsun, dilerim en kısa zamanda birbirinize sağlıkla kavuşursunuz.

    YanıtlaSil
  9. Geçmiş olsun. Çok da güzelmiş, gerçekten de korkulacak kedi değil.

    YanıtlaSil
  10. Geçmiş olsun Ayşeciğim. Zor bir gün yaşamışsın. Kediciğin ile ilgili güzel haberlerini bekliyorum. Bugün kavuşmuş olmalısın ona. İnşallah hiç bir sorun kalmamıştır.

    YanıtlaSil
  11. Ay hakikaten benziyorlarmis Ayse.
    Gecmis olsun.

    YanıtlaSil