22 Kasım 2022 Salı

Çatıdaki kedi

 Ağustos ayının başında, adı bilinmedik bir virüs beni bulmuş, günlerce kusturmuştu. Hiç bir şey yiyemiyor, yudum yudum maden suyu içebiliyordum. Aşırı kusmadan dolayı  banyodan çıkamaz olmuştum. Daracık banyoyu havalandırmak için tavandaki küçük pencereyi açmaya çalıştım lavabo ile klozetin arasına sandalye koyup üstüne çıktım. Parmak uçlarıma kadar yükselip pencereden dışarıya bakmaya çalıştım. İki üç katlı komşu binaların çatıları arasında karşı binanın çatı oluğunda yavru bir kedi gördüm. Ölmüş mü, sıkışıp kalmış mı diye pisi pisi diye karşı çatıya bağırdım. Kedi küçük kafasını,  titrete titrete daracık pencereme doğru kaldırdı. Hemen sandalyeden atlayıp dolaptan kaşar çıkarıp  çatıya fırlattım. Kedi oluktan kalktı, titreyen ayaklarıyla kiremitleri koklamaya başladı, kaşarı buldu, inleye inleye yemeye başladı. Maden şişesi kadardı kedinin vücudu, nasıl çıkabilmişti bu dik uçurumlu çatıya. Kaşarı yedikten sonra  bağırmaya başladı. Bağırmasın diye  dolaptaki tüm kaşarı küçük parçalara bölüp çatıya savurmuştum ama kedi artık kaşar ile ilgilenmiyor bağırıyordu. Hava kararmıştı, Çorum'da gündüzleri  kavurucu sıcak ardından akşamları soğuk bir rüzgar eser, öyle soğuk olur ki, yün yorganlarda yatırır.  Pencereden ayrılamıyorum, kedinin küçük vücudu karanlıkta görünmez oldu ama sesi...Kedi tüm çatıyı tavaf ediyor, çatını etrafında döne döne bağırıyor. Miyov, miyov.  Soğuk esen rüzgar çıkınca herkes pencerelerini kapatmaya başladı. Çatıda sığınılacak kapalı hiç bir yer yok, dimdik bir sivri...Bu rüzgar kediyi uçurur, üşütür, hasta yapar, geceyi bir başına bu çatıda nasıl geçirir? Kedi karanlıkta hiç duraksız bağırıyor.

Patates soğan sepetini boşalttım, ucuna ip bağlayıp,  içine kazağımı  koyup çatıya savurdum, çatı dik olduğundan üzerinde bir şey durmuyor , kedi üşümesin diye hazırladığım şey aşağıya yuvarlandı.  Gecenin ortasına doğru hiç durmadan bağıran kedinin sesi değişti, boğuk çıkmaya başladı.  On saattir bağıran yavru kedi ,artık ölüyor dedim. Ne soğuktan, ne açlıktan ne de kimsesizlikten  , benim yüzümden ölüyordu yavru kedi. 

Başka biri benim yerimde olsa, itfaiyeye haber verir, apartmanı ayağa kaldırır, kediyi kurtarırdı.  Ben ise sadece banyo  penceresinden beri kediye dayan diyebiliyorum, pencereden  sadece kusmak için  ayrılırken  artık kusamıyorum da, boş boş öğürüyorum.Tüm sokağı inleten bu yardım edin çığlığını  benim gibi  olmayan biri duysa diye dua ediyorum.

 Kedi bağırdıkça kendimi katil gibi hissediyorum, yardım isteyene sessiz kalıp hiç bir şey yapamamak. Bu duygu bir virüs gibi kanımda, virüsün ilacı yok diyordu acildeki doktor , kendi kendine  güçlü bir bağışıklıkla…Bunca zaman neden güçlü bir bağışıklığa sahip olamadım anlayamıyorum oysa her gün otoban kenarlarında  ezilmiş kediler, köpekler görüyorum açlıktan bir deri bir kemik olmuşları, uyuzluları, yaralıları, ayağı sakat topallayanları her gün ama her gün görüyorum. Gördüğüm her acıyı hissediyorum ama bir şey yapamıyorum, yapamadıkça kendimi katilmişim gibi suçluyorum. 

Sandalye üstünde idam sehpasında gibiyim, birazdan öleceğim, başımı pencereden alıp sandalyeden ineceğim, ne hali varsa görecek yavru kedi, yardım isteyen boğuk sesini duymamak için pencereyi sıkı sıkı kapatacağım. 

Sabah gün henüz doğmamış iken  korka korka yine pencereye gittim. Büyük bir kedi çatıda uzanmış yatıyordu, yavru kedi görünmüyordu. Kediye dikkatlice bakınca  göğsünde dün bütün gece bağıran yavruyu görebildim. Anne kedi gelmiş yavrusunu emziriyordu. Beş on dakika yavrusunu emziren anne kedi dün çatıya savurduğum tüm kaşarları yedi , kayboldu. Annesi gidince yavru kedi, çatı oluğuna girip uyumaya başladı.



  

2 yorum:

  1. Nihayet geldiniz.Uzuun aralar verip bizi yazılarınızdan mahrum etmeyiniz.Gecmis olsun.Bir an önce şifa bulun inş

    YanıtlaSil
  2. Nasıl deniyordu "hissi kablel vuku"....

    İki gün önce biriken tüm blog yazılarını okumuştum. Okuduğum son yazıda eski bloglarla ilgili birşey vardı. Düşünmeye başladım eskiden okuduğum sevdiğim blogları. Hamilelik ve doğum sonrası uzun bir ara verip geri döndüğümden, bıraktığımla bulduğum bir değildi.
    Aklıma siz geldiniz Bobinin Ardından vardı, uzun zamandır yazısını görmedim sahi yazmıyor mu artık diye düşündüm.
    Sadece iki gün önce ve sonra bu yazı. ❤

    YanıtlaSil