Sandviç satan bir kadın her sabah erkenden arabası ile alt sokağımızdaki tamirhanelere, atölyelere dükkanlara geliyor... Müziği duyanlar işlerini bırakıp , araba önünde sıraya giriyorlar. Mutfak önlüklü, beline kadar sarı saçlı kadın , yaptığı sandviçleri çay kahve eşliğinde satarken şakalaşıyor, laf atıyor, hal hatır soruyor. Tulum giymiş , sabahın erken saatlerinde elleri yüzleri kirlenmiş adamlar , ayak üstü sandviçlerini atıştırırken bir yandan da gülüyorlar.
Her sabah kilise kursları için yola çıkmış iken, durup, uzaktan bu kadını izliyordum. Mutfak önlüklü beline kadar sarı saçlı kadın yok oluyor, kendimi izliyorum. Arabaya kendi müziğimi koyuyorum, kendi sandviçlerimi... İçim içime sığmamaya başlarken; "goodbye guys " , "see you tomorrow" diyor, sarı saçlı kadın, paraları çantasına koyup, arabasına binip uzaklaşıyor.
Yine melodiler eşliğinde başka bir araç giriyor sokağımıza. Bu rengarenk arabayı en çok çocuklar bekliyor, müziği duyar duymaz tüm çocuklar sokağa çıkıyor. Kocaman bir dondurma arabası, içinde rengarenk dondurmalar var. Dondurmalarının büyüklüğü avuçlarda saklanılan paraya göre...Dondurmacının melodisini duyunca çocuklar gibi sokağa fırlayasım geliyor...
Sık sık gördüğüm bu arabaların ne iş yaptığını öğrendiğimde çok şaşırmıştım.
Köpek yıkama arabalarıymış....
Kapınızın önüne bir araba geliyor, köpeğinizi arabaya alıp köpük köpük yıkayıp kurulayıp tarayıp hemencecik veriyor. O kadar çok var ki bu arabalardan...İngiltere denildi mi aklıma ilk gelen şeylerden biri köpekler olacak. Her evde köpek var, genç yaşlı herkesin köpekleri var. Bu uçsuz bucaksız yeşil alanları sırf köpeklerinin koşma hakkı için koruyor olduklarına inanıyorum. Köpeklerini ne kadar çok sevdiklerine, değer verdiklerine her gün şahit oluyorum.
Herkesin elinde uzun bir sopa var, sopanın ucunda top. Sopa savrulduğunda, tabancadan çıkan mermi gibi uzaklara fırlıyor, top. Köpekler topun peşinde soluk soluğa koşturacak kadar özgürler...
Koşturup yorulduklarında ise bebek gibi arabalarda seyahat ediyorlar.
Bebek arabasında köpekleri gördüğümde de çok şaşırmıştım. Köpeğe nasıl bakıldığına ilişkin, maddi manevi kontrolü için düzenli bir şekilde veteriner çağırıyormuş, yanlış yaptığında büyük cezası varmış. Hayvan bakma sorumluluğunun bilincinde olsalar da kanunlar hayvanı sadece kişinin insaniyetine bırakmıyor.
Tüm bu işler belki Türkiye'de de vardı ama ben göremiyordum, uzakta olunca aile, yenge komşu çevre baskısı olmadan tüm işler görünüyor oluyor...
Melodili araba diyince beizim byralarda ,melodi çalarak geçen mutfak tüpü satan araçlar geldi bir tek aklıma:))
YanıtlaSilKöpeklerin sokaklarda başıboş değil de evlerde sahipli olması ne güzel.
Dondurma ve sandvic arabalarina degil ama kopek yikama arabasina sasirdim dogrusu. Burada da cok kopek sahibi var, bir is kursam ayni modeli taklitle kesin tutar bence! hele bu zamanlar bir gecsin :)
YanıtlaSilAyşe, nasilsin? Uzun zaman oldu yazmayali. Merak icindeyim. Umarim saglikli ve huzurlusundur.
YanıtlaSil