10 Ekim 2017 Salı

iki, üç, dört


 İKİ-  İki haftadır penceremdeki kaybolacak manzarama bakıyorum.İstanbul'da ki evimin penceresinden deniz görünürdü. Adalar manzaralı penceremden baktığımda aklıma huzur gelirdi.  Yenileşen binaların büyüklüğünden huzur görünmez oldu, penceremdeki huzur gitti.
Çorum'daki  penceremde bozkır manzarası var. Çatılar arkasında uzanan bozkıra baktığımda aklıma en çok dürüstlük geliyor.  Bozkır çıplaklığının hissettirdiği en etkin duygu, dürüstlük.
Sabah penceremi açtığımda içeri ilk o giriyor, nasıl bir şey , nasıl görünür diye çatıların arkasına daha detaylı bakıyorum, dalıp gidiyorum manzarama. Dümdüz, yalın bir gerçekti bozkır. Saklanacak , kaçacak, görünmez olunacak yeri yoktu, güneş her yere eşit doğuyordu. Bozkırın ortasına kendimi koyuyorum, penceremden beri. Neden bilmiyorum orada tek başıma hissettiğim tek şey dürüstlük oluyor. Çöküyorum bozkırın ortasına , bir ben varım başkası yok. Görünür olduğumun farkına varıyorum, saklanacak yalan yok, sıfat yok, insan yok. Kendimi hissediyorum.
Çok yakında yeni binalar yükselecek penceremdeki bozkır  kapanacak, dürüstlük kaybolacak.

ÜÇ- Üç ayda bu kadar  büyüyen avokadom yapraklarını neden saldı?  Hayatımda yediğim ilk ve son avokadonun çekirdeğini atmadım, diktim, nerden bileyim hırsla dünyaya kök salacağını. Neden kırk yaşıma kadar  tatmamıştım diye sorgulamadan bir tane almıştım durup dururken, internetten araştırdım, nasıl yenir, nasıl pişirilir meyve mi, sebze mi? Bir hafta boyunca karar veremedim, nasıl yapmalı ne şekil sofraya koymalı? Sonunda sarımsaklı limonlu zeytin yağlı bir tarifte karar kıldım, bir haftadır her gün gözümün önündeki  yeşil bir elipsi tabağa yerleştirdim. Akşam olunca kaşığın ucuyla tadına bakanlar  , "ııyyy beyin ezmesi gibi olmuş" diye kaşıklarını geri çektiklerinde,  beyin yemeğe zorlanan çocuklar, beyni alınan hayvanlar için üzüldüm. Bir daha avokado almayacağım diye kendi kendime söz verdim ama   geride kocaman bir çekirdek bırakmıştı.

DÖRT- Dört tane Trabzon Hurmasını bir solukta yedim. Soğuk Çorum akşamında iş dönüşünde bir kasa Trabzon hurmasını kucaklamış gelmişti, evde bir tek bendim seveni.

BİR'i unutmadım, "bir"den korkuyorum, korkum geçince yazacağım.

















4 yorum:

  1. Avokado nasıl güzel büyümüş,eline sağlık Ayşe Hanımcım, çok severim çekirdekten yetiştirmeyi ben de :) Yaprakların saldığını okuyunca yarım saattir forumlarda 'avakado yaprakları neden saldı' diye diye gezdim. Çaresini bulana rastlamadım, bir sürü bilgi ve meraklısı vardı Avakado nun :) Genelde senesi dolanlar böyle soluyormuş, bazıları kocaman olup 7-15 yıl arasında meyve vermeye başlıyormuş :)
    Ayrıca manzaranın kapanması ne demek iyi bilirim,gerçi İç Anadolu burası, kıraç ve geniş toprak,arazi olur, birkaç ta kavak...Yazdan yaza memleket havası da olmasa çekilmez buralar.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Nası korkuyosun yaa ama merak ettik :)

    YanıtlaSil
  3. Ben de çekirdekleri toprağa daldırı vermeyi çok seviyorum. Kaç tanesini saksıda büyüttüm sonra apartmanın bahçesine diktim. Şimdi balkonda bir avokado bir de yeni dünya var. Aaa! Bir de limon ağacım var.

    YanıtlaSil
  4. Ay, iyi ki yaz tatili bitti Ayşe. İnan çok özlemiştim yazılarını

    "Görünür olduğumun farkına varıyorum, saklanacak yalan yok, sıfat yok, insan yok. Kendimi hissediyorum."

    Muhteşem...

    YanıtlaSil